12 Nisan 2008 Cumartesi

izmir kitap fuari (19-27 nisan 2008)

izmir'de 19-27 nisan tarihleri arasında kitap fuari gerçekleşecek.

Etkinlik programı için:
http://www.izmirkitapfuari.com/

ihsan oktay anar'ın eserleri

Bir arkadaşın önerisi ile tanışmıştım İhsan Oktay Anar'ın eserleri ile. O zamanlar "Puslu Kıtalar Atlası" yeni yayınlanmıştı sanırım. Tarzı çok hoşuma gitmişti. Tarih ve felsefenin iç içe girdiği hikayeler. Biraz mistik, oldukça etkileyici. Bütün eserlerini okumak bir yana, bazılarını seneler içinde tekrar okuduğum oldu. Eserleri:

- Puslu Kıtalar Atlası (1995)
- Kitab-ül Hiyel Eski Zaman Mucitlerinin İnanılmaz Hayat Öyküleri (1996)
- Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri (1997)
- Amat (2005)
- Suskunlar (2007)

Bir kitabı, çıktığı ilk gün aldığım hiç olmamıştı. "Suskunlar" bu konuda bir ilk oldu.
İhsan Hoca, veya eserlerindeki lakabı ile "Uzun İhsan" ile aynı üniversitede çalışmamıza rağmen henüz tanışamadık. Kendisinin büyük bir hayranı olan bendeniz, kitaplarını herkese öneriyorum. Her okur bu kitaplardan ayrı bir tad alacaktır.

"Okuyanın okumayanlara kolay anlatamayacağı ama insanın birileriyle paylaşmak isteyeceği romanlardan, Kitab-ül Hiyel."
Kitap tanıtımında da belirtildiği üzere, kitapları hakkında ayrıntıya girmeye çok gerek yok sanırım. "Puslu Kıtalar Atlası" ile başlayın, zaten sonrası gelecektir.

Kore'de yayınlanan baskısının kapak tasarımı da çok hoş olmuş (kaynak: www.seruven.org):


Bu arada takip ettiğim kadarıyla, "Puslu Kıtalar Atlası" yakında çizgi roman olarak da karşımıza gelecek. Sabırsızlıkla beklediğimi belirtmeliyim.

Puslu Kıtalar Atlası'ndan bir bölüm ile bu yazıyı bitirelim

'Rendekar doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öylese varım. Oldukça makul. Fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş olduğum sonucu da çıkar: Düşünen bir adamı düşünüyorum. Düşündüğümü bildiğim için, ben varım. Düşündüğünü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da varolduğunu biliyorum. Böylece o da benim kadar gerçek oluyor. Bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor.

Düşündüğünü düşündüğüm bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum. Öylese gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum.'Kapı kırıldığında Uzun İhsan Efendi kitabı kapandı. az sonra başına geleceklere aldırmadan kafasından şunları geçirdi: 'Dünya bir düştür. Evet, dünya..Ah! Evet, dünya bir masaldır.'

11 Nisan 2008 Cuma

Çizgi roman ve çizgi roman platformu

Çizgi romanların, çocukların okuma alışkanlığı için iyi olmadığının düşünüldüğü bir zamanda büyüdüm ben. İlkokul öğretmeni olan annem, bu konuda bir yasaklama getirmiş miydi tam hatırlamıyorum ama çocuk dergileri dışında çok fazla çizgi roman almazdım. Ama annemin memleketi Uşak'a gittiğimizde, teyze oğullarının bütün çizgi roman setlerini büyük bir zevkle okuyup bitirdiğimi hatırlıyorum. Açıkçası çizginin, okumayı sevdirdiğini de düşünüyorum.

Radikal'de yayınlanan ufak bir anket, "hangi çizgi roman kahramanısınız?"
http://www.hayalsaati.com/cr-haberleri/hangi-cizgi-roman-kahramanisiniz.html
(Ankete katılanlar için, ben "konyakçı" çıktım- giriş seviyesindeyim yani :) )

"Çizgi roman ödülleri" de incelemeye değer bir sayfa
http://cizgiromanodulleri.blogspot.com/

İntenet'te dolaşırken, "çizgi roman okurları platformu" oluşumuna rastladım. Grubunun tanıtım yazısı aşağıdadır:


" Çizgi Roman Okurları Platformu (ÇROP), aralarında akademisyenlerin, sanatçıların ve araştırmacıların da bulunduğu bilinçli çizgi roman okurları ve sanatseverler tarafından 23 Nisan 2006 günü kuruldu. Dünyanın gelişmiş tüm ülkelerinde bir sanat dalı olarak ilgi ve öneme sahip olan çizgi roman sanatına ülkemizde hak ettiği saygı ve değeri kazandırmak isteyen platform bu amaçla sürekli projeler üretmekte, bunları hayata geçirmektedir.

İnternette bir yazı grubu olarak başlayan birliktelik, her projesiyle, her yaştan okurun katılımıyla kendini aşmaktadır. Yayınevlerinin, sanatçıların, okuyucuların ve geleceğin okuyucularının arasında bir köprü olmayı hedefleyen ÇROP, çizgi roman eserleri aracılığıyla bir sanat dalının geleceğini bugünden inşa etmek istemektedir. Bir sanat dalının yaygınlaşması demek bilinçli bir toplumun oluşmasında atılmış en önemli adım demektir.

ÇROP, sanatı “tüketim” olarak gören ve onu üreten sanatçılara, eserleri okuyucusuyla buluşturan kurumlara, hayatı yaşanılır kılan estetik incelik kazandıran ve sorgulayıcılığımızı arttıran sanat eserlerine maddi olmaktan öte geçmeyen destekleriyle kısmi ve sözde sanatseverlerin aksine, sanata ve sanatçıya destek olmayı ilke edinmiştir. Bilinçli, gelişimci, sorgulayıcı sanatsever çizgi roman okurlarının ortak alanı ÇROP, Çizgi Roman “sanatına sahip çık!” düsturunu benimseyen, örnek aldıkları çizgi kahramanlarının kahramanı olmak isteyen tüm okurları yeni projelerde yer almak üzere yazı grubuna bekliyor. "


http://groups.yahoo.com/group/croplatform

10 Nisan 2008 Perşembe

Yazı ve çizgi

Edebiyat, yaşamım boyunca benim için hep önemli oldu.
Borges'in cenneti bir kütüphane olarak düşlemesi misali,kitaplar her zaman çok değerliydi benim için. Amatör olarak bazı şeyler de karaladım, üniversitedeyken edebiyat topluluğu kurmuştuk (sonra ayrıntılara gireriz).

İyi bir okur olduğumu söyleyebilirim, gerçi geçtiğimiz senelerde iş ve okul yoğunluğunda yeterli özeni gösteremedim yazına. Arayı kapatmak lazım artık.

Son senelerde karikatür, çizgi film ve anime'ye ilgim arttı. Özellikle sinemada; sınırların olmadığı ve hayal dünyasının bütün görkemi ile verilebildiği bir evren. Bunun dışında çizgi, mizah alanında da çok güçlü. Hayata biraz espiriyle bakmak hoş geliyor. Dokuzuncu sanat olarak tanımlanan çizgi roman da ayrı bir evren. Eğer diğer arkadaşlar da uygun görürse, bu blog'da biraz bu konularda da yazmak ve bazı örnekler vermek istiyorum.

9 Nisan 2008 Çarşamba

Baharla gelen...

Mevsimlerden bahar mı vesile oldu bu buluşmaya yoksa derinlerde bir yerlerde birikenler, biriktirdiklerimiz mi...
Düşünmek, yazmak, paylaşmak ve dahası için buluşabildiğimize sevindim...

"Yazmasaydım Çıldıracaktım" diyerek Merhaba

Sait Faik, bir öyküsünü "Yazmasaydım çıldıracaktım" diye bitirir.

Yazmak, hayata dair birşeyler karalamak,

bir iz bırakmak veya böyle bir iz bırakma umrunda olmadan yazmak,

Kendi içine bakmak,
oradan değerli sandığın birşeyleri çıkarmak ve karalamak,

düşlemek, paylaşmak, okumak, anlamak, anlamlandırmak,

Kelimelerle oynamak ve kendini daha iyi ifade etmek için en iyi cümleyi aramak.

Edebiyat, çizgi, sinema, tiyatro, fotoğraf vb konular üzerine bir blog denemesi.
Çoğunlukla edebiyat sanırım, bakalım diğer yazarlar ne diyecek :)

Böylece başladı bir sürüven. Bakalım nasıl gidecek ....